SGK'ya yatırılan para geri alınabilir mi ?

Ipek

New member
SGK’ya Yatırılan Para Geri Alınabilir mi? Bir Sosyal Adalet, Toplumsal Cinsiyet ve Dayanışma Perspektifi

Herkese merhaba,

Bugün biraz farklı bir yerden, hepimizin hayatına doğrudan dokunan ama çoğu zaman yalnızca ekonomik bir mesele gibi görülen bir konudan söz etmek istiyorum: SGK’ya yatırılan paralar. Genellikle bu konuyu duyduğumuzda aklımıza emeklilik, sigorta, devlet kesintileri gibi teknik terimler geliyor. Ancak ben bu tartışmayı biraz daha genişletmek, “geri alınabilir mi?” sorusunun ardına gizlenmiş toplumsal adalet, eşitlik ve dayanışma meselelerine bakmak istiyorum.

Kimi için SGK bir güvence, kimisi için ise devlete zorunlu bir katkı. Peki ya bu katkıların ardında yatan toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri, emek dağılımı ve adalet duygusu? Gelin, bu forum başlığında bu soruları birlikte düşünelim.

---

Ekonomik Bir Meseleden Fazlası: SGK ve Toplumsal Cinsiyet Gerçekliği

SGK’ya yatırılan primler, herkesin çalışma hayatında bir tür sigorta, geleceğe yatırım gibi görülür. Ancak burada görünmeyen bir dengesizlik var: Kadınların işgücüne katılım oranı hâlâ erkeklerin oldukça gerisinde. Birçok kadın, kayıt dışı işlerde, ev içi görünmeyen emek alanlarında veya kısa süreli işlerde çalışıyor.

Bu durumda SGK’ya yapılan ödemeler kadınlar için çoğu zaman düzensiz ve yetersiz oluyor. Dahası, kadınların büyük kısmı “ev hanımı” olarak, hiç prim yatırmadan hayatlarını geçiriyor. Bu, emeklilik haklarının da ellerinden kayıp gitmesi anlamına geliyor. Yani “SGK’ya yatırılan para geri alınabilir mi?” sorusu, kadınlar açısından çoğu zaman “SGK’ya zaten yeterince para yatırabildik mi?” sorusuna dönüşüyor.

Kadınlar için sosyal güvenlik, sadece ekonomik bir güvence değil; aynı zamanda eşit yurttaşlık hakkının bir parçası. Bu nedenle bu tartışmayı sadece bir “para iadesi” meselesi değil, toplumsal bir adalet meselesi olarak ele almak gerekiyor.

---

Erkeklerin Analitik Yaklaşımı: Sistem, Hakkaniyet ve Çözüm Arayışı

Forumlarda genellikle erkek katılımcılar bu konuyu daha teknik, daha çözüm odaklı bir şekilde ele alıyor: “Yatırdığım primleri geri alabilir miyim?”, “Sistemin sürdürülebilirliği nasıl sağlanabilir?”, “Devletin iade yükümlülüğü var mı?” gibi sorular yöneltiliyor.

Bu yaklaşım elbette önemli. Çünkü sistemin nasıl işlediğini, hangi yasal çerçeveler içinde hareket ettiğini anlamak gerekiyor. Ancak bu analitik bakış çoğu zaman sistemin insani yönünü gözden kaçırıyor.

Oysa SGK sadece rakamlarla değil, hayatlarla ilgilidir. Her bir primin arkasında bir emeğin, bir yaşam mücadelesinin hikâyesi vardır. Bu nedenle erkeklerin çözüm arayışını, kadınların empati ve adalet merkezli yaklaşımıyla birleştirdiğimizde, daha bütüncül bir tartışma ortaya çıkabilir.

Belki de çözüm tam burada: Analitik düşünce ile duygusal farkındalığı bir araya getirebilmek.

---

Geri Alınabilirlik Meselesi: Hukuki Gerçeklik ve Sosyal Sorgulama

Yasal olarak SGK’ya yatırılan primler, bireysel mülkiyet değil, kamusal bir havuzun parçasıdır. Bu nedenle “geri alınabilir” değil; ancak belirli koşullarda (örneğin emeklilik hakkı kazanılmadan ölüm, yurtdışı dönüşü, vb.) bazı iadeler mümkündür.

Ama asıl mesele şu: Bu sistem gerçekten adil mi? Kadınlar, düşük gelirli bireyler, engelliler, geçici işçiler aynı ölçüde faydalanabiliyor mu?

Bu noktada forumda tartışmamız gereken konu yalnızca “paranın geri alınması” değil, sistemin adil olup olmadığı olmalı. Çünkü toplumsal adalet, sadece bir kesimin hakkını değil, herkesin hakkını güvence altına alabilen bir düzen gerektirir.

---

Empati ve Eşitlik Üzerine: Kadınların Perspektifi

Kadınlar bu tartışmalarda genellikle “adalet” ve “duygudaşlık” kavramları üzerinden konuşuyor.

Birçok kadın için SGK sistemi, onların görünmeyen emeğini tanımayan bir yapının sembolü gibi. Evde çocuk büyüten, yaşlıya bakan, topluma ücretsiz bakım emeği sunan kadınlar, bu sistemin dışında kalıyorlar.

Bu yüzden bir kadın forum üyesi şöyle diyebilir:

> “Ben yıllarca çocuk büyüttüm, eşime destek oldum, evin düzenini sağladım ama SGK bana hiçbir şey borçlu değilmiş gibi davranıyor.”

Bu sözler, sadece bireysel bir sitem değil; sistemin toplumsal cinsiyet körlüğüne işaret ediyor. Gerçek sosyal adalet, bu sesleri duymakla başlar.

---

Birlikte Düşünmek: Çeşitlilik ve Ortak Çözüm Arayışı

SGK, hepimizi ilgilendiren bir yapı. Bu nedenle farklı kimliklerden, mesleklerden, cinsiyetlerden insanların bakış açılarını aynı masada buluşturmak gerekiyor.

- Kadınların duygusal ve empati merkezli bakışı, sistemi daha insancıl kılabilir.

- Erkeklerin analitik ve çözüm odaklı yaklaşımı, yapısal reformlara zemin hazırlayabilir.

- LGBTQ+ bireylerin çeşitlilik perspektifi, sistemin herkesi kapsayıcı hale gelmesine katkı sağlayabilir.

- Gençlerin teknoloji ve yenilik odaklı düşüncesi, dijital SGK çözümlerine yön verebilir.

Toplumsal adaletin temeli, herkesin sesinin eşit duyulduğu bir zeminde atılır. Bu nedenle SGK tartışmaları da yalnızca emeklilik ya da primle sınırlı kalmamalı; kimlerin sistem dışında bırakıldığını da sorgulamalıdır.

---

Son Söz: Sadece Bir Para Meselesi Değil, Bir Vicdan Meselesi

“SGK’ya yatırılan para geri alınabilir mi?” sorusu, aslında bir vicdan testidir.

Bir toplumun vicdanı, en kırılgan bireylerine nasıl davrandığıyla ölçülür. Kadınlar, yoksullar, işsiz gençler, engelliler bu sistemde adil bir pay alamıyorsa, o zaman SGK’nın mali değil, ahlaki bir açığı var demektir.

O yüzden bu forumda sizlere sormak istiyorum:

- Sizce sosyal güvenlik sistemimiz gerçekten herkesi eşit biçimde koruyabiliyor mu?

- Kadınların ev içi emeği, SGK sisteminde nasıl tanınabilir hale gelebilir?

- Erkeklerin rasyonel çözüm arayışlarıyla kadınların empati temelli bakışları birleşirse, nasıl bir reform ortaya çıkar?

- Sizce “geri alınabilirlik” değil de, “geri kazanılabilir adalet” konuşulmalı mı?

Bu başlık altında herkesin deneyimine, düşüncesine yer var. Çünkü sosyal güvenlik dediğimiz şey, aslında birbirimize güven duymakla başlıyor.