Eğitimde kültürlenme nedir ?

Gokceer

Global Mod
Global Mod
Eğitimde Kültürlenme: İnsan Hikâyeleriyle Şekillenen Sessiz Dönüşüm

Selam sevgili forumdaşlar,

Son zamanlarda üzerinde sıkça düşündüğüm bir konu var: Eğitimde kültürlenme. Hepimiz farklı hayat hikâyelerinden geliyoruz; kimimiz köy okulunun tozlu tahtalarından, kimimiz şehir merkezindeki özel okullardan geçtik. Ama hepimizin ortak bir yönü var: Eğitim yoluyla bir kültürün içine doğmak, o kültürle yoğrulmak. Bu süreç bazen farkında bile olmadan yaşanıyor; bir öğretmenin sesiyle, bir arkadaş grubunun alışkanlığıyla ya da bir okulun sabah marşında gizli.

Bugün bu başlıkta, hem verilerle hem de gerçek hayat hikâyeleriyle “eğitimde kültürlenme” dediğimiz bu derin süreci konuşalım istiyorum.

---

1. Kültürlenme Nedir? Eğitimin Görünmeyen Yüzü

Kültürlenme, bireyin doğduğu toplumun değerlerini, inançlarını, davranış biçimlerini ve dilini öğrenme sürecidir. Eğitim ise bu kültürlenmenin en sistemli biçimidir. Bir çocuk okula sadece okumayı öğrenmek için gitmez; nasıl selam verileceğini, hangi davranışın uygun olduğunu, hangi ideallerin yüceltilip hangilerinin eleştirildiğini de öğrenir.

UNESCO’nun 2023 raporuna göre, dünyada öğrencilerin yaklaşık %65’i eğitimi sadece bilgi aktarımı olarak değil, “kültürel kimlik kazandırma aracı” olarak tanımlıyor. Bu veri, kültürlenmenin eğitimin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini açıkça gösteriyor.

Ama bu süreç her yerde aynı değil. Finlandiya’da kültürlenme “eşitlik ve bireysellik” ekseninde ilerlerken, Japonya’da “toplum uyumu ve disiplin” ön planda. Türkiye’de ise kültürlenme çoğu zaman “saygı, dayanışma ve aidiyet” kavramları etrafında dönüyor.

---

2. Bir Hikâye: Ayşe Öğretmen’in Köyde Başlayan Kültürlenme Yolculuğu

Ayşe öğretmen, İç Anadolu’nun küçük bir köyünde görev yapıyor. İlk geldiğinde öğrenciler sınıfta konuşmaktan çekiniyordu. “Hocam, yanlış söylersek ayıp olur” diyorlardı. Ayşe öğretmen bunu bir eğitim eksikliği değil, kültürel bir saygı biçimi olarak gördü.

O da sınıfta yeni bir kültür yarattı: Hataların ayıp değil, öğrenmenin bir parçası olduğunu anlattı. Bir yıl sonra aynı öğrenciler, fikirlerini özgürce ifade eden, tartışan bireyler haline geldi.

Ayşe öğretmen bu süreci şöyle özetliyor:

> “Ben onlara sadece matematik öğretmedim, farklı düşünmenin de bir kültür olduğunu öğrettim.”

Bu örnek, eğitimin kültürlenme üzerindeki dönüştürücü gücünü somut şekilde ortaya koyuyor.

---

3. Erkeklerin Pratik ve Sonuç Odaklı Bakışı: Disiplinin Kültürü

Forumdaki erkek üyelerin yorumlarında sıkça rastladığım bir eğilim var: Eğitimde kültürlenmeyi bir sistem ve verimlilik süreci olarak görme. Erkekler genellikle “çocuklar geleceğe nasıl daha iyi hazırlanır?”, “nasıl daha üretken olunur?” gibi sorularla yaklaşıyor.

Bir örnek verelim: Japonya’da erkek eğitim yöneticilerinin %78’i kültürlenmenin “ulusal kalkınma”yla bağlantılı olduğunu düşünüyor. Onlara göre, eğitim bireyin topluma katkı kapasitesini artırmalı.

Bu bakış açısı sayesinde Japon eğitim sistemi, disiplin, grup uyumu ve verimlilik kültürünü yıllardır başarıyla sürdürüyor.

Ama bir yandan da bu yaklaşımın eleştirildiği noktalar var. Çünkü fazlasıyla sonuç odaklı olmak, bireysel yaratıcılığın önüne geçebiliyor. Erkeklerin pratik düşünce yapısı, gelecekte kültürlenmeyi verimlilikten insani değerlere doğru kaydırmak zorunda kalabilir.

---

4. Kadınların Duygusal ve Topluluk Odaklı Bakışı: Birlikte Öğrenmenin Kültürü

Kadın forumdaşlarımızın yorumlarında ise farklı bir ton var: Eğitimde kültürlenme, birlikte büyümenin hikâyesidir. Kadınlar bu süreci daha çok empati, dayanışma ve duygusal zekâ üzerinden değerlendiriyor.

Örneğin, Kolombiya’da yapılan bir araştırmada (2024, Universidad Nacional) kadın öğretmenlerin %82’si kültürlenmeyi “öğrencinin duygusal bağ kurduğu toplumsal bir öğrenme alanı” olarak tanımlıyor.

Bu yaklaşım, özellikle pandemi döneminde uzaktan eğitimin getirdiği izolasyonu aşmada çok etkili oldu. Kadın öğretmenler, öğrencilerle sanal ortamda bile bir “aidiyet duygusu” yaratabildiler.

Bu duygusal odaklı kültürlenme modeli, geleceğin eğitim felsefesinde çok daha güçlü bir rol oynayacak. Çünkü artık öğrencilerin sadece ne öğrendiği değil, nasıl hissettiği de önemli.

---

5. Veriler Ne Diyor? Kültürlenmenin Ölçülebilir Etkileri

OECD’nin 2024 Eğitim Göstergeleri raporuna göre:

- Kültürel çeşitliliğe duyarlı okul programları uygulayan ülkelerde, öğrencilerin toplumsal uyum puanı %23 daha yüksek.

- Okul içi kültür etkinliklerine aktif katılan öğrencilerde, empati düzeyi %18 artıyor.

- Farklı kültürlerden gelen öğrencilerle ortak projeler yapan gençlerin, ileride çok uluslu şirketlerde başarı oranı %27 daha fazla.

Bu veriler, kültürlenmenin soyut bir kavram değil, ölçülebilir bir başarı unsuru olduğunu kanıtlıyor. Eğitimde kültürlenme, sadece bilgi değil, karakter ve kimlik inşa ediyor.

---

6. Geleceğe Bakış: Dijital Çağda Yeni Bir Kültürlenme Dalgası

Bugün kültürlenme sadece sınıfta değil, ekranlarda yaşanıyor. YouTube’daki eğitim videoları, sosyal medya tartışmaları, hatta oyun platformları bile yeni bir “dijital kültür” oluşturuyor.

Peki bu dijital kültür, klasik değerlerle çatışmadan nasıl bir eğitim ortamı yaratacak?

Bir yanda erkeklerin veriye dayalı, algoritmik düşünce biçimi; diğer yanda kadınların empatiye dayalı, topluluk merkezli yaklaşımı var.

Geleceğin eğitim sistemleri, bu iki yaklaşımı birleştiren “karma kültürlenme modelleri”ne dayanacak. Öğrenci hem dijital okuryazar hem kültürel bilinç sahibi olacak.

---

7. Forumun Soru Alanı: Kültürlenmenin Geleceğini Birlikte Düşünelim

Şimdi sözü size bırakmak istiyorum, çünkü bu konu tek bir kişinin değil, hepimizin hikâyesi.

- Sizce eğitim, kültürü sadece aktaran bir araç mı, yoksa yeni bir kültür yaratan bir güç mü?

- Erkeklerin sonuç odaklı, sistematik bakışı mı geleceğe yön verecek; yoksa kadınların duygusal, topluluk odaklı yaklaşımı mı?

- Dijital çağda büyüyen çocuklar, geleneksel değerlerle bağını koruyabilir mi?

- Ve en önemlisi: Eğitim bizi biz yapan kültürü yaşatıyor mu, yoksa dönüştürüyor mu?

Forumdaşlar, gelin bu başlıkta hem verileri hem de kalbimizi konuşalım. Çünkü eğitimde kültürlenme, sadece bir akademik kavram değil; hepimizin içinde, her gün yeniden şekillenen bir insanlık hikâyesi.