Aylin
New member
“22 Bölü 7: Rasyonel mi, İnsanın Mantığı mı?”
Bir akşamüstü forumdaydım. Günün yorgunluğu üzerimde, elimde kahvem, matematik başlığında bir gönderi dikkatimi çekti: “22 bölü 7 irrasyonel mi?” Basit bir soru gibi görünüyordu ama içimde bir şey kıpırdadı. Hepimiz okul sıralarında 22/7’yi π’nin yerine kullandık, ama hiçbiri bu sayının aslında insan doğasına ne kadar benzediğini fark etmemişti. O an, eski bir hikâye geldi aklıma — rasyonelliğiyle ünlü bir mühendis ile empatisiyle tanınan bir tarihçinin karşılaşmasıyla başlayan, sayılarla duyguların iç içe geçtiği bir hikâye.
---
“Bir Sohbetin Başlangıcı: Kahve, Sayılar ve İnsanlık”
İstanbul’da, eski bir kütüphanenin sessiz salonunda iki insan buluştu. Biri Murat — bir inşaat mühendisi; hesap, denge, formül adamı. Diğeri Elif — bir tarihçi; olayların ardındaki duyguları, toplumun sesini duymayı seven biri.
Elif, masaya oturur oturmaz elindeki defteri açtı. “Murat, hiç düşündün mü? Neden π irrasyonel de, 22/7 değil?” diye sordu.
Murat hafifçe gülümsedi. “Çünkü 22/7 sadece bir yaklaşım. Mühendislikte yeterince iyi olan her şey ‘kabul edilebilir hata payı’ içindedir,” dedi.
Elif kaşlarını kaldırdı. “Peki ya insan ilişkileri de böyle mi? Kabul edilebilir bir hata payı var mı sence?”
Sorunun ardından kısa bir sessizlik oldu. O sessizlikte 22/7’nin aritmetiği ile insanın karmaşası arasında ince bir köprü kurulmuştu.
---
“Rasyonellik ve İrrasyonellik: Tarihten Bir Yankı”
Elif, bir hikâye anlattı: Antik Yunan’da, Pisagorcular bir gerçeği gizlemişti. √2’nin irrasyonel olduğunu bulan Hipasos’un boğulduğu söylenir — çünkü irrasyonellik, düzenin düşmanıydı. Onlar için evren rasyonel oranlarla uyum içindeydi. Ama bir sayı bile bu düzeni bozabiliyorsa, insanın dünyası da hiç o kadar düzenli olabilir miydi?
Murat düşüncelere daldı.
“Belki de 22/7’nin irrasyonel olup olmaması değil mesele,” dedi sonunda. “Belki de biz, irrasyonel bir evrende rasyonel olmaya çalışan varlıklarız.”
Elif başını salladı. “Ve belki bu yüzden, 22/7 gibi davranıyoruz. Mükemmel değiliz ama π’ye yaklaşmaya çalışıyoruz.”
---
“Matematik Masasında İnsan Davranışları”
O anda Murat cebinden bir kalem çıkardı, peçeteye bir daire çizdi.
“Bak, mühendis olarak ben bu çemberi ölçerim. Çapı belli, çevresi belli. Ama senin için bu çemberin içinde ne var?” diye sordu.
Elif, kalemi aldı. “İçinde insanlar var. Hikâyeler, hatıralar, duygular… Senin çevresini ölçtüğün çemberin içinde ben anlam ararım.”
Bu noktada forumda okuyan herkesin zihninde bir soru belirirdi:
> Sizce 22/7’nin rasyonel olması mı önemli, yoksa onun temsil ettiği çaba mı?
Çünkü Murat ve Elif’in tartışması sadece matematiksel bir kavram üzerine değildi. Bu, erkeklerin çoğunlukla stratejik düşünme eğilimiyle kadınların ilişkisel sezgilerini bir araya getiren bir zihinsel dengeydi. Murat, çözüm arıyordu; Elif ise anlam.
---
“Toplumun Denkleminde Bir Sayı: 22/7”
Elif, konuyu tarihe çekti.
“Bak Murat,” dedi. “Toplumlar da tıpkı senin 22/7 oranın gibi yaklaşımlarla ayakta kalır. Adalet tam değildir, eşitlik bazen sadece bir denklemde kalır. Ama insanlar bu oranın peşinden giderler. Çünkü mükemmeli aramak bizi insan yapar.”
Murat başını eğdi. “Evet ama aynı zamanda mükemmel olmamak da bizi insan yapar. 22/7’nin irrasyonel olmadığını biliyoruz, ama onunla yaşamak kolay. Çünkü hata payı, huzur getirir.”
Bu noktada forumdaki kullanıcılar yorum yapmaya başlamıştı:
> “Belki de 22/7, insanlığın π’ye yazdığı aşk mektubudur.”
> “Rasyonellik, hislerin geometrisinde kaybolur.”
> “Belki hepimiz 22/7’yiz — neredeyse doğru, ama sonsuzdan biraz eksik.”
---
“Bir Kahkaha, Bir Aydınlanma”
Elif kahkahayı bastı. “Yani diyorsun ki, rasyonel olmamakta bir tür denge var?”
Murat da güldü. “Kesinlikle. Bir mühendis olarak bile biliyorum ki, her yapının biraz esnemesi gerekir. Katı olursa kırılır. Belki insan zihni de öyle.”
Bu noktada Elif, masadan kalkıp kütüphanenin penceresinden dışarı baktı. Güneş batıyordu.
“İrrasyonellik,” dedi fısıltıyla, “belki de evrenin nefes alışıdır. Matematik bile bu kadar canlı olabiliyorsa, insan kalbinin karmaşası neden olmasın?”
---
“Sonuç Yerine Bir Soru”
22/7 irrasyonel değil — bunu biliyoruz. Ama insanın kendine ve dünyaya yaklaşımı hâlâ irrasyonel. Murat ve Elif’in hikâyesi, aslında hepimizin içindeki çelişkiyi gösteriyor: Rasyonel hesapların ortasında duygusal anlam arayışı.
Belki de bu yüzden, π sayısı gibi sonsuz bir dizinin içinde kendimizi buluruz. 22/7 bize bir an için düzen hissi verir, ama gerçek yaşamın kaosu asla tam sayı değildir.
---
“Okuyucuya Bir Not”
Peki sen, sevgili okur…
Kendini daha çok Murat gibi mi hissediyorsun — çözüm arayan, her şeyin mantığını bulmak isteyen biri?
Yoksa Elif gibi misin — anlamı, bağlantıyı, insan hikâyelerini ön planda tutan biri mi?
Belki de her ikisi birden olmalısın. Çünkü 22/7’nin güzelliği, kusursuz olmamasında gizli.
Tıpkı senin, benim ve insanlığın hikâyesi gibi.
---
Kaynakça ve İlham Notu
- Antik Yunan Matematik Tarihi, Euclid’in “Elementler” eseri
- Simon Singh, Fermat’ın Son Teoremi (irrasyonel sayılar bölümü)
- Kişisel notlar ve forum tartışmaları üzerine gözlemler (2025)
---
Bir akşamüstü forumdaydım. Günün yorgunluğu üzerimde, elimde kahvem, matematik başlığında bir gönderi dikkatimi çekti: “22 bölü 7 irrasyonel mi?” Basit bir soru gibi görünüyordu ama içimde bir şey kıpırdadı. Hepimiz okul sıralarında 22/7’yi π’nin yerine kullandık, ama hiçbiri bu sayının aslında insan doğasına ne kadar benzediğini fark etmemişti. O an, eski bir hikâye geldi aklıma — rasyonelliğiyle ünlü bir mühendis ile empatisiyle tanınan bir tarihçinin karşılaşmasıyla başlayan, sayılarla duyguların iç içe geçtiği bir hikâye.
---
“Bir Sohbetin Başlangıcı: Kahve, Sayılar ve İnsanlık”
İstanbul’da, eski bir kütüphanenin sessiz salonunda iki insan buluştu. Biri Murat — bir inşaat mühendisi; hesap, denge, formül adamı. Diğeri Elif — bir tarihçi; olayların ardındaki duyguları, toplumun sesini duymayı seven biri.
Elif, masaya oturur oturmaz elindeki defteri açtı. “Murat, hiç düşündün mü? Neden π irrasyonel de, 22/7 değil?” diye sordu.
Murat hafifçe gülümsedi. “Çünkü 22/7 sadece bir yaklaşım. Mühendislikte yeterince iyi olan her şey ‘kabul edilebilir hata payı’ içindedir,” dedi.
Elif kaşlarını kaldırdı. “Peki ya insan ilişkileri de böyle mi? Kabul edilebilir bir hata payı var mı sence?”
Sorunun ardından kısa bir sessizlik oldu. O sessizlikte 22/7’nin aritmetiği ile insanın karmaşası arasında ince bir köprü kurulmuştu.
---
“Rasyonellik ve İrrasyonellik: Tarihten Bir Yankı”
Elif, bir hikâye anlattı: Antik Yunan’da, Pisagorcular bir gerçeği gizlemişti. √2’nin irrasyonel olduğunu bulan Hipasos’un boğulduğu söylenir — çünkü irrasyonellik, düzenin düşmanıydı. Onlar için evren rasyonel oranlarla uyum içindeydi. Ama bir sayı bile bu düzeni bozabiliyorsa, insanın dünyası da hiç o kadar düzenli olabilir miydi?
Murat düşüncelere daldı.
“Belki de 22/7’nin irrasyonel olup olmaması değil mesele,” dedi sonunda. “Belki de biz, irrasyonel bir evrende rasyonel olmaya çalışan varlıklarız.”
Elif başını salladı. “Ve belki bu yüzden, 22/7 gibi davranıyoruz. Mükemmel değiliz ama π’ye yaklaşmaya çalışıyoruz.”
---
“Matematik Masasında İnsan Davranışları”
O anda Murat cebinden bir kalem çıkardı, peçeteye bir daire çizdi.
“Bak, mühendis olarak ben bu çemberi ölçerim. Çapı belli, çevresi belli. Ama senin için bu çemberin içinde ne var?” diye sordu.
Elif, kalemi aldı. “İçinde insanlar var. Hikâyeler, hatıralar, duygular… Senin çevresini ölçtüğün çemberin içinde ben anlam ararım.”
Bu noktada forumda okuyan herkesin zihninde bir soru belirirdi:
> Sizce 22/7’nin rasyonel olması mı önemli, yoksa onun temsil ettiği çaba mı?
Çünkü Murat ve Elif’in tartışması sadece matematiksel bir kavram üzerine değildi. Bu, erkeklerin çoğunlukla stratejik düşünme eğilimiyle kadınların ilişkisel sezgilerini bir araya getiren bir zihinsel dengeydi. Murat, çözüm arıyordu; Elif ise anlam.
---
“Toplumun Denkleminde Bir Sayı: 22/7”
Elif, konuyu tarihe çekti.
“Bak Murat,” dedi. “Toplumlar da tıpkı senin 22/7 oranın gibi yaklaşımlarla ayakta kalır. Adalet tam değildir, eşitlik bazen sadece bir denklemde kalır. Ama insanlar bu oranın peşinden giderler. Çünkü mükemmeli aramak bizi insan yapar.”
Murat başını eğdi. “Evet ama aynı zamanda mükemmel olmamak da bizi insan yapar. 22/7’nin irrasyonel olmadığını biliyoruz, ama onunla yaşamak kolay. Çünkü hata payı, huzur getirir.”
Bu noktada forumdaki kullanıcılar yorum yapmaya başlamıştı:
> “Belki de 22/7, insanlığın π’ye yazdığı aşk mektubudur.”
> “Rasyonellik, hislerin geometrisinde kaybolur.”
> “Belki hepimiz 22/7’yiz — neredeyse doğru, ama sonsuzdan biraz eksik.”
---
“Bir Kahkaha, Bir Aydınlanma”
Elif kahkahayı bastı. “Yani diyorsun ki, rasyonel olmamakta bir tür denge var?”
Murat da güldü. “Kesinlikle. Bir mühendis olarak bile biliyorum ki, her yapının biraz esnemesi gerekir. Katı olursa kırılır. Belki insan zihni de öyle.”
Bu noktada Elif, masadan kalkıp kütüphanenin penceresinden dışarı baktı. Güneş batıyordu.
“İrrasyonellik,” dedi fısıltıyla, “belki de evrenin nefes alışıdır. Matematik bile bu kadar canlı olabiliyorsa, insan kalbinin karmaşası neden olmasın?”
---
“Sonuç Yerine Bir Soru”
22/7 irrasyonel değil — bunu biliyoruz. Ama insanın kendine ve dünyaya yaklaşımı hâlâ irrasyonel. Murat ve Elif’in hikâyesi, aslında hepimizin içindeki çelişkiyi gösteriyor: Rasyonel hesapların ortasında duygusal anlam arayışı.
Belki de bu yüzden, π sayısı gibi sonsuz bir dizinin içinde kendimizi buluruz. 22/7 bize bir an için düzen hissi verir, ama gerçek yaşamın kaosu asla tam sayı değildir.
---
“Okuyucuya Bir Not”
Peki sen, sevgili okur…
Kendini daha çok Murat gibi mi hissediyorsun — çözüm arayan, her şeyin mantığını bulmak isteyen biri?
Yoksa Elif gibi misin — anlamı, bağlantıyı, insan hikâyelerini ön planda tutan biri mi?
Belki de her ikisi birden olmalısın. Çünkü 22/7’nin güzelliği, kusursuz olmamasında gizli.
Tıpkı senin, benim ve insanlığın hikâyesi gibi.
---
Kaynakça ve İlham Notu
- Antik Yunan Matematik Tarihi, Euclid’in “Elementler” eseri
- Simon Singh, Fermat’ın Son Teoremi (irrasyonel sayılar bölümü)
- Kişisel notlar ve forum tartışmaları üzerine gözlemler (2025)
---