Aylin
New member
10'luk İnşaat Demiri Nerelerde Kullanılır? Sosyal Yapıların ve Kimliklerin Gölgesinde Bir Malzeme
Selam arkadaşlar,
Ben Elif. Şantiyede çalışan bir kadın mühendis olarak, sadece projelerin değil, insanların da birbirine bağlandığı, örüldüğü bir dünyada çalışıyorum. Bugün size belki çok teknik gibi gözüken ama aslında toplumsal katmanlarla derin bağları olan bir konudan söz etmek istiyorum: 10'luk inşaat demiri. Bu demirin nerede kullanıldığını anlatmak kolay; ama kim tarafından, hangi şartlarda, hangi güçlüklerle kullanıldığı üzerine düşünmek daha zor ve bence çok daha değerli.
Hadi gelin, bu demirin öyküsüne birlikte bakalım. Çünkü bu demir, sadece betonun içinde değil; sınıf ayrımlarında, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinde ve ırksal adaletsizliklerde de yer alıyor.
---
10'luk İnşaat Demiri Nedir ve Nerelerde Kullanılır?
10 mm çapındaki nervürlü inşaat demiri, yapıların taşıyıcı sistemlerinde, özellikle kolon, kiriş ve döşemelerde sıkça kullanılır. Bu demir, betonun içinde yer alarak mukavemeti artırır ve yapının dayanıklılığını sağlar. Genellikle konut, okul, köprü gibi küçük ve orta ölçekli yapılarda tercih edilir.
Ama teknik açıklamalar burada dursun. Biz bu malzemenin yalnızca yapısal değil, aynı zamanda sosyal bir taşıyıcılık yaptığını da konuşmak istiyoruz.
---
Sınıf: Kimler Bu Demiri Taşır, Kimler Kârını Alır?
Bir inşaat demiri yerleştirilirken, o sahada çoğunlukla yevmiyeyle çalışan işçiler bulunur. Türkiye'de bu işçilerin büyük bölümü düşük gelirli, sosyal güvencesiz, bazen göçmen ya da mevsimlik işçilerden oluşur. Yani bu demiri taşıyan eller genellikle alt sınıfa mensup, ekonomik olarak kırılgan bireylerdir.
Öte yandan, bu demirle inşa edilen binaların kazancını genellikle müteahhitler, arsa sahipleri ya da yatırımcılar alır. Aradaki fark ise bazen onlarca kat maaşla ölçülür. Sınıf farkı burada yalnızca ekonomik değil; aynı zamanda sosyal ve kültürel bir görünmez duvar örer.
---
Toplumsal Cinsiyet: Şantiyede Kadın Olmak, Demire Karşı Durmak
Kadınlar hâlâ inşaat sektöründe azınlıkta. 10'luk demirin taşındığı şantiyelerde kadın işçiye rastlamak neredeyse imkânsız. Kadın mühendis sayısı artsa da, bu alan hâlâ "erkek işi" olarak görülüyor. Bu algı, kadınların sektöre girişini zorlaştırıyor.
Kadınlar şantiyede sadece fiziksel değil, duygusal dayanıklılık da sergilemek zorunda. Çünkü maruz kaldıkları ayrımcılık, küçümseme ve dışlama psikolojik olarak yıpratıcı. Ancak işte bu noktada kadınlar, sosyal yapıların etkilerini görüp buna karşı empatik çözümler geliştirebiliyor. Mesela ben, çalıştığım projelerde kadın işçilerin işe alınması için özellikle yönetime baskı yapmaya çalışıyorum. Çünkü bu demirin içinde biraz da kadın emeği olmalı.
---
Irk ve Göç: Kimliksiz Emek, Betonun Altında Kalıyor
Türkiye’de özellikle Suriyeli, Afgan ve Afrika kökenli göçmenler, inşaatlarda en ağır işleri yapıyor. 10’luk inşaat demiri gibi ağır malzemeleri taşıyanların çoğu bu kimliksiz işçiler. Onlara iş güvenliği sağlanmıyor, kayıt dışı çalıştırılıyorlar ve çoğu zaman dillerini bile konuşamıyoruz.
Bu insanlar demirin içindeki beton kadar görünmez. Onlar sadece “işçi” değil; aynı zamanda “öteki” olarak konumlandırılıyor. Bu da hem ırksal hem de sınıfsal bir dışlanma örneği. Irk temelli ayrımcılık, iş güvenliği eksikliğiyle birleştiğinde bu insanlar ölüme en yakın yerde çalışıyor.
---
Erkekler ve Çözüm Odaklı Yaklaşım: Sistemi Dönüştürmek Mümkün mü?
Şantiyede erkek çalışanların çoğu, çözüm odaklı, pratik yaklaşımlar geliştiriyor. Ama çoğu zaman sistemi değil, günü kurtarmaya odaklılar. Halbuki çözüm, sadece malzeme tedarikini düzenlemek değil; sosyal yapıyı dönüştürmekle mümkün.
Bazı erkek mühendis arkadaşlarım, iş güvenliğini artırmak, göçmen işçilere eğitim vermek ya da kadın mühendisleri desteklemek gibi sorumluluklar almaya başladı. Bu yaklaşım, inşaat demirini sadece taşıyan değil, anlamlandıran bireyler yarattı.
---
Forum Sorusu: Bir Demir Ne Kadar Ağırdır?
Sevgili forum üyeleri,
10'luk inşaat demiri teknik olarak 0.617 kg/m civarında ağırlığa sahiptir. Ama sizce bir demir ne kadar ağırdır? Bir annenin çocuğunu okutmak için taşıdığı umut kadar mı? Göçmen bir işçinin omuzlarındaki yorgunluk kadar mı? Kadın mühendislerin sektörde kalmak için verdiği mücadele kadar mı?
Yoksa biz hâlâ sadece rakamlara mı bakıyoruz?
---
Son Söz: Demiri Yalnızca Beton Tutmaz, Vicdan da Tutar
10’luk demirin nerede kullanıldığını anlatmak kolay. Ama kimlerin taşıdığını, hangi sosyal yapılar içinde kullanıldığını görmek cesaret ister. Bu malzeme bize yalnızca inşaatı değil, inşa ettiğimiz toplumu da anlatır.
Sizce, bu demiri sadece mühendislik bilgisiyle mi yerleştiriyoruz? Yoksa sınıf, cinsiyet ve ırk gibi katmanlarla mı örüyoruz?
Cevaplarınızı bekliyorum. Çünkü bu soruların altında sadece demir değil, insanlık yatıyor.
— Elif
Mühendis, kadın, işçi dostu bir yoldaş.
Selam arkadaşlar,
Ben Elif. Şantiyede çalışan bir kadın mühendis olarak, sadece projelerin değil, insanların da birbirine bağlandığı, örüldüğü bir dünyada çalışıyorum. Bugün size belki çok teknik gibi gözüken ama aslında toplumsal katmanlarla derin bağları olan bir konudan söz etmek istiyorum: 10'luk inşaat demiri. Bu demirin nerede kullanıldığını anlatmak kolay; ama kim tarafından, hangi şartlarda, hangi güçlüklerle kullanıldığı üzerine düşünmek daha zor ve bence çok daha değerli.
Hadi gelin, bu demirin öyküsüne birlikte bakalım. Çünkü bu demir, sadece betonun içinde değil; sınıf ayrımlarında, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinde ve ırksal adaletsizliklerde de yer alıyor.
---
10'luk İnşaat Demiri Nedir ve Nerelerde Kullanılır?
10 mm çapındaki nervürlü inşaat demiri, yapıların taşıyıcı sistemlerinde, özellikle kolon, kiriş ve döşemelerde sıkça kullanılır. Bu demir, betonun içinde yer alarak mukavemeti artırır ve yapının dayanıklılığını sağlar. Genellikle konut, okul, köprü gibi küçük ve orta ölçekli yapılarda tercih edilir.
Ama teknik açıklamalar burada dursun. Biz bu malzemenin yalnızca yapısal değil, aynı zamanda sosyal bir taşıyıcılık yaptığını da konuşmak istiyoruz.
---
Sınıf: Kimler Bu Demiri Taşır, Kimler Kârını Alır?
Bir inşaat demiri yerleştirilirken, o sahada çoğunlukla yevmiyeyle çalışan işçiler bulunur. Türkiye'de bu işçilerin büyük bölümü düşük gelirli, sosyal güvencesiz, bazen göçmen ya da mevsimlik işçilerden oluşur. Yani bu demiri taşıyan eller genellikle alt sınıfa mensup, ekonomik olarak kırılgan bireylerdir.
Öte yandan, bu demirle inşa edilen binaların kazancını genellikle müteahhitler, arsa sahipleri ya da yatırımcılar alır. Aradaki fark ise bazen onlarca kat maaşla ölçülür. Sınıf farkı burada yalnızca ekonomik değil; aynı zamanda sosyal ve kültürel bir görünmez duvar örer.
---
Toplumsal Cinsiyet: Şantiyede Kadın Olmak, Demire Karşı Durmak
Kadınlar hâlâ inşaat sektöründe azınlıkta. 10'luk demirin taşındığı şantiyelerde kadın işçiye rastlamak neredeyse imkânsız. Kadın mühendis sayısı artsa da, bu alan hâlâ "erkek işi" olarak görülüyor. Bu algı, kadınların sektöre girişini zorlaştırıyor.
Kadınlar şantiyede sadece fiziksel değil, duygusal dayanıklılık da sergilemek zorunda. Çünkü maruz kaldıkları ayrımcılık, küçümseme ve dışlama psikolojik olarak yıpratıcı. Ancak işte bu noktada kadınlar, sosyal yapıların etkilerini görüp buna karşı empatik çözümler geliştirebiliyor. Mesela ben, çalıştığım projelerde kadın işçilerin işe alınması için özellikle yönetime baskı yapmaya çalışıyorum. Çünkü bu demirin içinde biraz da kadın emeği olmalı.
---
Irk ve Göç: Kimliksiz Emek, Betonun Altında Kalıyor
Türkiye’de özellikle Suriyeli, Afgan ve Afrika kökenli göçmenler, inşaatlarda en ağır işleri yapıyor. 10’luk inşaat demiri gibi ağır malzemeleri taşıyanların çoğu bu kimliksiz işçiler. Onlara iş güvenliği sağlanmıyor, kayıt dışı çalıştırılıyorlar ve çoğu zaman dillerini bile konuşamıyoruz.
Bu insanlar demirin içindeki beton kadar görünmez. Onlar sadece “işçi” değil; aynı zamanda “öteki” olarak konumlandırılıyor. Bu da hem ırksal hem de sınıfsal bir dışlanma örneği. Irk temelli ayrımcılık, iş güvenliği eksikliğiyle birleştiğinde bu insanlar ölüme en yakın yerde çalışıyor.
---
Erkekler ve Çözüm Odaklı Yaklaşım: Sistemi Dönüştürmek Mümkün mü?
Şantiyede erkek çalışanların çoğu, çözüm odaklı, pratik yaklaşımlar geliştiriyor. Ama çoğu zaman sistemi değil, günü kurtarmaya odaklılar. Halbuki çözüm, sadece malzeme tedarikini düzenlemek değil; sosyal yapıyı dönüştürmekle mümkün.
Bazı erkek mühendis arkadaşlarım, iş güvenliğini artırmak, göçmen işçilere eğitim vermek ya da kadın mühendisleri desteklemek gibi sorumluluklar almaya başladı. Bu yaklaşım, inşaat demirini sadece taşıyan değil, anlamlandıran bireyler yarattı.
---
Forum Sorusu: Bir Demir Ne Kadar Ağırdır?
Sevgili forum üyeleri,
10'luk inşaat demiri teknik olarak 0.617 kg/m civarında ağırlığa sahiptir. Ama sizce bir demir ne kadar ağırdır? Bir annenin çocuğunu okutmak için taşıdığı umut kadar mı? Göçmen bir işçinin omuzlarındaki yorgunluk kadar mı? Kadın mühendislerin sektörde kalmak için verdiği mücadele kadar mı?
Yoksa biz hâlâ sadece rakamlara mı bakıyoruz?
---
Son Söz: Demiri Yalnızca Beton Tutmaz, Vicdan da Tutar
10’luk demirin nerede kullanıldığını anlatmak kolay. Ama kimlerin taşıdığını, hangi sosyal yapılar içinde kullanıldığını görmek cesaret ister. Bu malzeme bize yalnızca inşaatı değil, inşa ettiğimiz toplumu da anlatır.
Sizce, bu demiri sadece mühendislik bilgisiyle mi yerleştiriyoruz? Yoksa sınıf, cinsiyet ve ırk gibi katmanlarla mı örüyoruz?
Cevaplarınızı bekliyorum. Çünkü bu soruların altında sadece demir değil, insanlık yatıyor.
— Elif
Mühendis, kadın, işçi dostu bir yoldaş.